Tek kelime ile EVET !

Elektronik üretimde kullanılan komponentler statik elektriğe (SE ) duyarlıdır. Eğer insan vücudunda SE birikirse bu malzemelere dokunulduğu zaman bunlar hasarlanır.

O sebep ile bu alanda dolaşan insanların üzerinde SE olsun istenmez.

SE ‘yi boşaltmak için bileklik  yardımı ile insanlar otururken toprağa bağlanır. Bildiğimiz yeryüzüne yani. Fakat bu yürürken mümkün olmadığı için zeminin mümkün olduğunca SE üretmemesi istenir. Ayrıca var olan SE ‘nin toprağa kontrollü olarak aktarılması da gerekir.

İşte tam da burada parlak beton uygulaması anlam kazanıyor. Çünkü betonun kendisi toprak !!!

Dolayısıyla teknik olarak zaten SE ‘yi toğrağa vermiş olursunuz ve bu süreklidir.

Epoksi kaplamada ise insan ile toprak arasındaki bağlantı, yere döşenen bakır şeritler ile yapay olarak sağlanır. Bu yüzden sürekli ölçüm ile kontrol edilmesi gerekir. Bu şeritlerdeki kopma, nemden dolayı oluşan korozyon iletkenliği azaltacak ve zeminde SE birikmesine yol açacaktır.

Parlak beton uygulaması ise doğal olarak toprak olduğu için böyle bir risk yoktur.

Standartlar:

İletkenlik testi hem birleşim noktaları hem de zemin yüzeyinde yapılır. Parlatılmış beton elektronik üretimde kullanılan EN 61340-5-1 standartına uyar. Ölçülen değerler aynı zamanda uluslararası IEC ve Amerikan ANSI / ESD standartlarına da uygundur.

–          Betonu dökecek olan firmanın en az 30- 35 N/mm2 (C35) basma mukavemetine sahip Beton kullanmasını tavsiye etmekteyiz. Betonun mukavemeti ne kadar fazla olursa, yapılacak beton silim ve parlatma uygulamasının ömrü de o kadar uzun olacaktır.

–          Dökülecek olan Betonun minimum kalınlığı, 30- 35 N/mm2 basma mukavemetini sağlayacak kalınlıkta olmalıdır, 10 cm den az olmasını tavsiye etmemekteyiz.

–          Dökülecek Betonun çatlama olasılığını en aza indirmek için, Betonun içinde elyaf kullanılmasını tavsiye etmekteyiz.

–          Normal koşullarda silim ve parlatma işlemine başlanması için betonun 28 gün prizini almış olması gerekmektedir. Fakat bu süreyi kısaltabilmek adına Betona priz hızlandırıcı katılabilir.

–          Beton döküldükten sonra vibrasyon uygulanarak, bütün hava kabarcıklarının çıkartılması, silim ve parlatma işlemi için oldukça önemlidir.

–          Beton döküldükten sonra çift kafalı oturmalı perdah makinaları kullanılarak, tepsi ve bıçak perdahının yapılması gerekmektedir. Tek kafalı, elle kullanılan perdah makinaları betonu yeterince sıkıştırmadığı için tavsiye edilmemektedir.

–          Beton döküldükten sonra oluşabilecek çatlakları en aza indirmek adına derzlerin kesilmesi gerekmektedir.

–          Beton döküldükten sonra hiçbir şekilde Beton üzerine parafin veya akrilik esaslı beton kürü kullanılmamalıdır.

–          Beton döküldükten sonra dökülen Betonun yüzeyine zarar verebilecek, (Taş motoru gibi) kesici aletlerin dökülen Betonun üzerinde kullanılmasına izin verilmemelidir. Beton döküldükten sonra yüzeyde oluşacak derin kesikler veya kırılmalar tamir edilebilecek olsa da, görsel bütünlüğün korunması adına bu tip hasarların oluşmaması önemlidir.

–          Betonun içine renkli agregaların hatta kırık cam parçacıklarının koyulması, görsel olarak çok estetik zeminlerin oluşmasını sağlayabilir.

–          Gri toz yüzey sertleştirici uygulaması yukarıdaki şartları hızlı yoldan gerçekleştirmeyi sağlayabilir.

–          İstenirse tabliye betonu istenirse toz yüzey sertleştirici uygulaması yapılsın, lazerli mastarlama cihazları ile tesviye işlemi zeminde ondülasyonların oluşmasını engellediği için önerilmektedir.

 Epoksi problem görüntüleri  Beton Parlatma Görüntüleri

Beton parlatma otoparklarda son zamanlarda sıklıkla kullanılmaya başlanılan yeni bir zemin teknolojisidir. Betonun kendisi işlenerek parlatılır tozumazlık ve sağlamlık kazanır.

Eski zemin kaplama yöntemi epoksi ise aslında iyi yapıldığında 10 yıl gibi sürelerle sorunsuz kullanılabilir. Fakat artan rekabet şartları, kalitesiz işçilik ve malzeme kullanımı ile  artık 5 yıldan daha kısa bir sürede deforme olup kalkmaktadır.

En iyi malzeme ve işçilik kullanılsa dahi, beton şartları sebebiyle yine deformasyona uğramaktadır. Beton neminin iyi hesaplanmaması, yüzey şerbet tabakasının alınmaması, zeminde sonradan oluşan çatlaklar, zeminin hareket etmesi gibi dış sebepler buna örnek gösterilebilir.

Bunun yanında çizilmeler de ayrı bir kirlilik problemidir. Zeminde oluşan lastik izleri de çıkarılması en zor olan kirlerdir.

Şu durumda

• Kullanım ömrünün ortalama 5 sene gibi kısa olması
• Lastik izi bırakması
• Kolay çizilmesi nedeniyle bakımın zor olması
• Yüksek maliyet

nedeniyle epoksinin kullanımı sadece otoparklarda değil tüm zeminler için ekonomik değildir.

artık sıklıkla kullanılmaya başlanılan beton parlatma ise:

• Kalıcı olması
• Lastik izi bırakmaması
• Bakımının sadece su ve ped ile yapılması
• Granit görünümü ile estetik görünümü
• Ekonomik olması nedeniyle günümüz şartlarında artık sıklıkla kullanılmaktadır.

• Taş cinsi: Mermer
• Yüzey parlaklığı: 25-35 GU
• Görünüm: Mat, mikro çizikler, kirli yüzey
• Sonuç: 85 GU cila parlaklığı

i)         Temizlik otomatı ile sulu silim yapılır. Temizlik otomatına temiz su koyulur. Herhangi bir kimyasal  yüzey temizleyici kullanılmaz. Temizlik otomatının varsa devir ve baskı ayarı en sona getirilir.

ii)       500 metrekare için 2 vardiya silim yapılır. Toplam 16 saat. İstenilen parlaklık ve zemine göre süre arttırılıp azaltılabilir.

iii)      Bu kademede yoğun kir tabakası varsa cila artıkları ve çizikler alınır. Mat bir yüzey elde edilir

iv)      Sonraki kademeye geçerken yerde hiçbir şekilde betaz mermer tozu kalmamalıdır. Parmak ile yüzey kontrol edilmeli yüzey su ile tamamen silindikten sonra bir sonraki kademeye geçilmelidir.

Bir önceki kademedeki işlemler aynen uygulanır. Bu kademede bir önceki kademeden arta kalan kaba yüzeyeiyileştirme yapılır. Yine mat bir yüzey görüntüsü vardır.

Bir önceki kademedeki işlemler aynen uygulanır. Yüzey parlak bir görünüm alır.

• 1. ve 2. Kademeler bir kereye mahsus, yüzeyi hazırlamak için yapılır. 3. Kademedeki parlatma ve silim ise rutin olarak normal temizlikte kullanılır.  Rutin temizlik trafiğe göre haftalık veya günlük olarak yine temizlik otomatı ve su ile yapılır. Kuru uygulama da mermerden çok toz çıkmıyor ise yapılabilir.
• Makinaların mümkün olduğunca ağır olması ve yüksek dönüşlü kafalar işi hızlandırır.  Özellikle büyük alanlarda burniser’lar kullanılmalıdır.

Not: Bu talimat ile ulaşılan sonuç mermer cinsi ve uygulamaya bağlı olarak farklılık gösterebilir. 

Asit ile aşınmış mermer yüzeylerin düzeltilmesi

Mermer, granit gibi doğaltaşlarda karşılaşılan problemlerden biri de aşınmadır. Özellikle mermer, traverten gibi yumuşak taşlar aşındırıcılara maruz kaldıklarında büyük oranda yüzeylerinde deformasyonlara sebep olurlar. Bu deformasyon ya delik şeklinde olur ya da yüzeyde bir dalgalanma oluşturur. Doğaltaş siliminde temizlik ya da kaymayı engelleme amaçlı asidik sıvılar doğaltaş üzerinde kullanılmamalıdır. Yanlışlık ile üzerine bu tür sıvılar dökülse bile hemen silinmelidir. Burada diğer bir sorun da üzerine asidik sıvı dökülmüş taş silinse bile eğer ki içine nüfuz etmiş ise asit reaksiyonu içten içe devam eder. Hemen olmasa bile zaman içinde taşın yüzeyinde delikler ve deformasyonlar oluşmaya başlar. Soldaki fotoğrafta da görüldüğü gibi mermerin kaymasını engellemek için üzerine asit ile dalgalana efekti oluşturulmuş fakat estetik açıdan taşın doğal görünümü kaybolmuştur. Doğal taş üzerinde kaymazlık sağlanmak isteniyorsa mekanik olarak elmas aşındırıcılar ile honlama işlemi yapılmalıdır.

Superabrasive ‘in doğaltaş için geliştirdiği elmas aşındırıcılar ile honlama ve parlatma uygulaması başarı ile yapılmaktadır.

Sonuç

Lavina 25-S beton silim makinası ile öncelikli olarak karolar silinip üzerindeki çapak, petch ve diğer ağır kir ve yüzey deformasyonları alındı. Daha sonra Burniser 36G-S çok yüksek devirli parlatma makinesi ve Shine Pro elmas emdirilmiş pedler ile parlatma işlemi yapıldı. ShinePro pedler kullanılarak  herhangi bir temizlik veya cila makinası ile de parlatma işlemi yapılabilir. Fakat burada fark yaratan devir ve makina ağırlığıdır. Yüksek devirli Burniser makinalar kullanılırsa uygulama hızı çok artar. 300 devir/dakika fırça hızına sahip bir temizlik otomatına göre yaklaşık 10 kat daha hızlı iş yapılabilir. Bu da büyük alanlar için gerçekten gerekli olan bir durumdur.

Lavina Burniser 36 G-S parlatma makinası, 3000 devir / dk hız ile dönen, üzerinde 600 cc Kawasaki motor olan çok güçlü bir makinadır. 10.000 metrekare ve üzeri büyük alanların parlatılması için rakipsizdir.

Karo siliminde en önemli sorunlardan bir tanesi de karoların döşenmesi esnasında bir birlerini arasındaki kot farklarıdır. Petch diye adlandırılan bu dikey çıkıntılar uygulama esnasında çok büyük zorluklar yaratmaktadır. Yine aynı şekilde çukurlaşmış veya tümsekleşmiş derzler de kendi etraflarında temizlenmeyen bir bölge oluşmasına sebep olurlar. Zamanla burada biriken kir çok daha zorlu bir hal alır.

Bu derz problemlerinin önüne geçmek ve mükemmel temizlik elde edebilmek için metal kazıma elmasları kullanılması gerekir. Sıradan bir temizleme pedi veya kimyasalın çözemeyeceği mekanik bir problemdir bu ve ancak kendisinden daha sert birşey ile sıyırılıp alınır. İşte tam da burada ancak  Lavina Beton Parlatma makinaları ve metal kazıma elmasları ile çözüm sağlanabilir.

Superabrasive’in sadece bu çıkıntıları almak için tasarladığı  SA Superthinck elmaslar kullanılabilir. SA Superthinck elmasların kenarları ovalleştrilmiştir, bu yüzden karo kenarlarını kırmadan fazlalıklar tıraşlanır.

Uygulama öncesi ve sonrası yüzey parlaklığı gloss metre parlaklık ölçer ile ölçülmüştür. Karonun yüzeyi ile ölçümde 0,7 GU parlaklık biriminde çıkmış, silim yapıldıktan sonra ise parlaklık 47 GU birime yükselmiştir.

 

Yeşil beton dönemi başlıyor!

Beton parlatma uygulamalarının diğer zemin alternatiflerine oranla birçok üstün yanı bulunmaktadır. Bunlar; çok daha dayanıklı olması, bakım ve temizleme kolaylığı ve düşük bakım masrafları, beton tozumalarını tamamen engellemesi, düşük uygulama maliyeti, LEED sertifikası uyumlu olması, ışık yansımalarını arttırarak %40’a varan enerji tasarrufu sağlaması, betonun kayma direncini arttırması sayesinde daha güvenli zeminlere dönüşmesi şeklinde özetlenebilir.

Parlatma aşamasında kullanılan lityum silikat sıvı yüzey sertleştirici, kaymazlık ve uzun süre parlaklığı koruyan vb. gerekli tüm kimyasallar LEED ile uyumludur.
Ekonomi – Beton parlatma uzun ömrü sayesinde bakım ve enerji tüketimlerinizi düşürür. Parlak zemin sayesinde yansımalar artar ve %40’a kadar aydınlatma verimi artar.
Azaltılmış aydınlatma enerjisi ile ortama yayılan radyant ısıda azalma sağlanır.
Parlak beton aynı zamanda US Green Building Council ve AIA’nın  sürdürülebilir tasarım araçları arasındadır.
Arttırılmı hava kalitesi – Herhangi bir uçucu maddenin – VOC olmaması.
Çok düşük yaşam döngüsü maliyetleri ve bakım giderleri gibi yeşil özellikler ile  enerjinizi boşa harcamayın!

Beton parlatma nedir ?

Aslında bu sorunun cevabı  neden beton üzerine epoksi, doğal taş vb. gibi kaplama yapıyoruzda gizli. Normal şartlarda ya da eski teknoloji ile betonu kullanılabilir bir zemin yapamadığımızdan, üzerine bir kaplama malzemesi kullanıyoruz.  Peki biz betonu mermer ya da  granit gibi parlak ve kusursuz bir yapıya çevirseydik tüm bu kaplamalara  ihtiyaç duyar mıydık ? Tabii ki HAYIR. Eğer betonun kendisi kullanılabilir bir zemin yapsak tüm bu fazlalıklara neden ihtiyaç duyalım?  Çünkü beton üzerine yapılan her işlem fazladan işçilik, fazladan kaynak tüketimi ve de gereksiz maliyettir. Üstelik beton üzerine bir kaplama yaptığınızda ilerleyen zamanlarda deformasyon ya da bakım gibi fazladan çıkabilecek işleri de baştan kabul etmiş olursunuz. Betonun kendisini kullanılabilir bir yapıya kavuşturan, LAVINA makinalar ve  SUPERABRASIVE elmas teknolojisi ile yapılan zemin iyileştirme işine, beton parlatma diyoruz. Beton parlatma kesinlikle bir yüzey kaplama yöntemi değildir, betonun iyileştirilmesidir. Bu yüzden her kaplama ve kimyasalda oluşabilecek  soyulma, kalkma, çatlama, renk atması vb.  riskleri ortadan kaldırır; böylece çok uzun ömürlü ve ekonomik zeminler elde etmiş oluruz.  Beton parlatma, geleceğin zemin teknolojisi olarak gösterilmektedir.

“Betonun kendisini zemin olarak kullanabiliyorken  biz neden kaplama yaparak fazladan maliyet oluşturalım ? “ mantığıdır.